Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (The EU's Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM)), karbon kaçağını ele almak ve uluslararası ticarette daha temiz teknolojilerin benimsenmesini teşvik etmek amacıyla Avrupa Birliği (AB) tarafından uygulamaya konulan yeni bir politikadır. CBAM, AB'ye ithal edilen mallarla ilişkili karbon emisyonlarına bir fiyat koymayı ve AB'nin karbon fiyatlandırma politikalarını sınırlarının ötesine genişletmeyi amaçlamaktadır. Bunun dünya çapındaki endüstriler, özellikle de ulaşım gibi yüksek karbon ayak izine sahip sektörler üzerinde derin etkileri var.
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizmasının Amacı ve İşleyişi
2022'nin sonlarında Avrupa Birliği (AB), Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM) olarak bilinen bir karbon üst sınırı ve ticaret mekanizmasının uygulamaya konması konusunda bir anlaşmaya varmıştır. CBAM, AB'nin sera gazı (GHG) emisyonlarını azaltma çabalarının AB dışındaki emisyon artışlarıyla dengelendiği bir durumdan kaçınmayı amaçlamaktadır. CBAM, Avrupa Komisyonu'nun "55'e Uygun" mevzuat paketinin bir parçasıdır ve karbonsuzlaştırma çabalarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. CBAM, ekonomik güvenliği artırmak, kritik hammaddelere erişimi iyileştirmek ve ekonomik baskı ve diğer tehditleri daha iyi yönetmek için diğer AB politikalarına paralel olarak uygulanacaktır. Bu mekanizma aracılığıyla AB, yabancı üreticilere, karbon yoğun ithalat için sınırında bir gümrük vergisi uygulayacaktır.
CBAM, AB'nin karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşmak için önemli bir araç olarak görülmektedir. AB, 2030 yılına kadar emisyonlarını 1990 seviyelerine göre %55 oranında azaltmayı hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda, CBAM, karbon fiyatlandırmasını sınır ötesi ticarette de uygulamayı amaçlamaktadır. Bu sayede, AB içinde karbon yoğun ürünlerin ithalatı, yerli üreticilerle aynı karbon maliyetine tabi tutulmaktadır. CBAM, ilk etapta çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik sektörlerini kapsayacak şekilde tasarlanmıştır.
CBAM, farklı karbon maliyeti politikasına sahip ülkelerden yapılan bazı karbon yoğun ithalatlara vergi uygulayacaktır. Amaç, Avrupa'da daha yüksek karbon maliyetinin, üretimin Avrupa'dan başka bir yere yeniden tahsis edilmesine yol açtığı ve bunun daha sonra ithalatla ikame edildiği bir durumdan kaçınmaktır. Klasik bir sınır ayarlama mekanizması (örneğin KDV) hem ithalatı hem de ihracatı ayarlarken, CBAM'ın belirli ithalatlara uygulanan bir vergi olarak tanımlanması daha doğru olacaktır.
Sektörel Kapsam, Uygulama Takvimi ve Teknik İşleyiş
Başlangıç olarak, Avrupa Komisyonu mekanizmanın kapsamına girecek emisyon yoğun ticarete maruz kalan beş endüstriyi seçmiştir: çimento, gübreler, demir ve çelik, alüminyum ve elektrik. Bu sektörler, yüksek karbon kaçağı riski nedeniyle seçilmiştir. Ayrıca, CBAM, belirli koşullar altında hidrojen ve dolaylı emisyonları kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
CBAM, Ekim 2023'ten bu yana, etkilenen şirketlerin yeni kurallara ve raporlama gerekliliklerine hazırlanmalarını gerektiren bir geçiş dönemine girmiştir. CBAM, 1 Ekim 2023 itibarıyla bir geçiş aşamasına girmiş ve tam uygulama, 1 Ocak 2026'da başlayacaktır. AB ithalatçılarının daha sonra ithal ettikleri kapsam dahilindeki malların karbon içeriğine ilişkin sertifikaları, haftalık AB karbon fiyatına eşdeğer bir fiyattan satın almaları gerekecektir. CBAM vergisi, bu malların tüm üçüncü ülkelerden ithalatını kapsayacaktır. ETS'ye veya bağlantılı bir mekanizmaya dahil olanlar dışındaki (yani AB üyesi olmayan) ülkeler bu vergiye tabi olacaktır.
CBAM’e tabi kuruluşlar, üç aylık CBAM raporlarının zamanında sunulmasını sağlamalı ve Temmuz 2024'e kadar CBAM ürünlerine ilişkin güvenilir yerleşik emisyon verilerine erişebilmelidir. Bu gerekliliklere uyulmaması, pazar erişiminin kaybedilmesine neden olabilir ve mali cezaların uygulanması. Etkilenen kuruluşların, son teslim tarihine uymak ve CBAM düzenlemelerine uyumu sürdürmek için raporlarını özenle hazırlayıp göndermeleri çok önemlidir. Doğru raporlama yapılmaması, raporlanmayan gömülü emisyonların tonu başına 10 Avro ile 50 Avro arasında değişen mali cezalarla sonuçlanabilir. Cezalardan kaçınmak ve CBAM düzenlemelerine uyumu sürdürmek için şirketlerin belirtilen raporlama gereksinimlerine uyması çok önemlidir.
Önümüzdeki yıllarda AB, CBAM'ı daha fazla sektöre, tedarik zincirindeki diğer ürünlere ve imalat için kullanılan elektriğin yanı sıra ısıtma veya soğutma sırasında kullanılan elektrikten üretilenler gibi dolaylı emisyonlara genişletme ihtiyacını gözden geçirecektir. CBAM, etkili bir şekilde ithalata uygulanan bir vergi işlevi göreceğinden, Avrupa'nın dünyanın geri kalanıyla olan ticareti etkilenecektir. Üçüncü ülkelerin AB'ye ihracatı daha pahalı hale gelecek ve bu da muhtemelen AB'ye satılan CBAM kapsamındaki malların hacmini azaltacaktır.
CBAM'ın Komşu Ülkeler Üzerindeki Stratejik ve Politik Açıdan Etkileri
CBAM, Avrupa Birliği'nin karbonsuzlaştırma çabalarının önemli bir parçasıdır ve küresel karbon emisyonlarını azaltmayı hedeflemektedir. Ancak, bu mekanizmanın komşu ülkeler üzerindeki olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. CBAM, karbon sızıntılarını en aza indirerek Avrupalı üreticilerin küresel pazarda rekabet dezavantajlarıyla karşılaşmasını önlemeye yardımcı olurken, AB'nin ticaret ortaklarına tek taraflı olarak yük getirdiği gerçeği de unutulmamalıdır.
CBAM'ın uygulanması, AB'nin ticaret ortaklarıyla ilişkilerinde önemli bir sürtüşme kaynağı olabilecektir. Üçüncü ülkeler, ürünlerinin daha pahalı hale gelmesi nedeniyle rekabet güçlerini kaybederlerse endişe duyacaklardır. Türkiye, CBAM kapsamındaki malların ticaretinde önemli bir ülke olarak öne çıkmaktadır. Türkiye'nin büyük ekonomisi ve AB'ye coğrafi yakınlığı, onu önemli bir ticaret ortağı haline getirmektedir.
AB'nin CBAM uygulaması, komşu ülkeler üzerinde çeşitli ekonomik ve ticari etkiler yaratacaktır. Özellikle AB ile yoğun ticaret yapan ülkelerin, bu yeni mekanizma nedeniyle rekabet güçlerini kaybedebileceği bir gerçektir. Karbon yoğun üretim yapan ülkeler, ürünlerini AB pazarına ihraç ederken ek maliyetlerle karşılaşacaklardır. Bu durum, hem bu ülkelerin ticaret hacmini azaltabilecek hem de ekonomik büyümelerini olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, AB'nin karbon emisyonlarını azaltma çabalarının önemli bir parçası olarak görülmekte ve küresel karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Ancak, bu mekanizmanın ticaret üzerindeki potansiyel etkileri göz ardı edilmemelidir.
Gelişmekte olan ekonomiler ve AB'nin komşu ülkeleri, CBAM'ın uygulanmasından orantısız bir şekilde etkilenebilir. Farklı çalışmalarda yapılan önemli bir tespit, karbon yoğun ihracata bağımlı gelişmekte olan ekonomilerin CBAM'dan orantısız bir şekilde etkileneceğidir. Bu ülkeler, CBAM'ın devreye girmesiyle birlikte özellikle olumsuz etkilerle yüz yüze kalacaktır.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), karbon içeriği başına 88 ABD Doları tutarındaki karbon sınırı düzenlemesinin Sırbistan, Bosna-Hersek ve Ukrayna'nın ilgili ihracatında belirgin bir düşüşe neden olabileceğini ortaya koymuştur. AB'nin komşu ülkeleri, CBAM'ın hayata geçirilmesinden büyük ölçüde olumsuz etkilenebilecektir. 2019 yılında AB, enerji yoğun ürünler de dahil olmak üzere Ukrayna'nın toplam emtia ihracatının %41'ini gerçekleştirmiştir.
Bu durum, Ukraynalı ihracatçıları özellikle kırılgan bir hale getirmektedir. AB'nin komşu ülkeleri, daha az katı iklim düzenlemelerine sahip olduklarından, CBAM'ın uygulanması sonucunda ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalabilirler.
Rusya-Ukrayna Savaşı ve Yeni Jeoekonomik Paradigma: Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, AB'nin jeopolitik stratejilerini yeniden şekillendirmiştir. Bu bağlamda, CBAM gibi mekanizmalar, sadece çevresel politikalar olarak değil, aynı zamanda jeopolitik araçlar olarak da değerlendirilmektedir. Avrupa'nın enerji bağımlılığı ve Rusya ile olan ticari ilişkileri, CBAM'ın uygulanmasının jeopolitik etkilerini artırmaktadır. Bu durum, AB'nin enerji güvenliğini sağlama ve alternatif enerji kaynaklarına yönelme çabalarını hızlandırmıştır.
AB'nin Komşu Ülkeleriyle İlişkileri: CBAM'ın uygulanması, AB'nin komşu ülkeleri üzerinde ekonomik baskı yaratabilir ve bu ülkelerin AB ile olan ticari ilişkilerini zayıflatabilir. Türkiye, Ukrayna, Sırbistan ve diğer komşu ülkeler, CBAM'dan en çok etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu ülkelerin ekonomileri, CBAM kapsamındaki ürünlerin ihracatına büyük ölçüde bağımlıdır.
Çin ve Rusya ile Artan Rekabet: Çin ve Rusya gibi diğer jeoekonomik aktörler, AB'nin komşu ülkeleriyle daha yakın ilişkiler kurarak, AB'nin etkisini azaltma çabalarındadır.Bu ülkeler, CBAM'ın olumsuz etkilerini fırsata çevirerek, AB'nin komşu ülkeleriyle ekonomik ve siyasi bağlarını güçlendirmeye çalışmaktadır.
CBAM, AB'nin çevresel hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olmasına rağmen, jeopolitik etkileri de dikkate alınmalıdır. AB, CBAM'ın uygulanmasında ekonomik ve siyasi işbirliğini güçlendirmeli, komşu ülkelerle olan ilişkilerini koruyarak jeopolitik dengeleri gözetmelidir. AB, komşu ülkelerin ekonomik ve siyasi entegrasyonunu teşvik eden politikalar geliştirmelidir. Bu, CBAM'ın olumsuz etkilerini dengelemek ve bu ülkelerin AB'ye olan ilgisini artırmak için kritik bir adımdır. Ayrıca, CBAM'ın etkileri ticaret üzerinde kaçınılmaz olsa da, bazı ülkelerin vergiden tamamen veya kısmen hariç tutulması mümkündür. Örneğin, bazı ülkeler sonunda iklim politikalarını AB ve onun ETS'si ile uyumlu hale getirebilir ve dolayısıyla CBAM vergisini ödemekten muaf tutulabilirler.
CBAM'ın Lojistik Çözümleri: Uyum ve Gelecek Stratejileri
CBAM, lojistik sektöründe taşıma maliyetleri, taşıma modları, tedarik zinciri optimizasyonu, mevzuata uygunluk ve rekabet dinamikleri açısından önemli değişiklikler getirecektir.
Ulaşım Maliyetlerine Etkisi: CBAM'ın lojistik sektörü üzerindeki en önemli etkilerinden biri, nakliye maliyetlerinde potansiyel bir artıştır. Karbon yoğun ulaşım yöntemlerine bağımlı olan şirketler, CBAM'in dayattığı karbon fiyatı nedeniyle daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalabilecektir. Bu durum, tüketiciler için daha yüksek fiyatlar anlamına gelmektedir.
CBAM'ın dünya çapında benzer politikalara ilham vererek kamyon taşımacılığı sektöründe temiz teknolojilerin benimsenmesini hızlandırması beklenmektedir.. Bu küresel değişim, muhtemelen inovasyon ve verimlilik iyileştirmelerini teşvik ederek, malların küresel olarak üretilme ve nakledilme şeklini dönüştürecektir.
Ulaşım Modlarında Değişim: CBAM'ın ulaşım maliyetlerine olan etkisini azaltmak için şirketler, daha verimli ulaşım türlerine yönelebilir ve bu değişim, lojistik stratejilerinde ve altyapı yatırımlarında değişikliklere yol açacaktır.
CBAM yalnızca bölgesel bir politika değil aynı zamanda endüstrilerin çevre standartlarına uyum sağlaması için küresel bir sinyaldir. CBAM, ithalatla ilişkili karbon emisyonlarını fiyatlandırarak eşit şartlar yaratmayı ve dünya çapındaki endüstrileri karbondan arındırmaya teşvik etmeyi amaçlamaktadır. AB dışındaki kamyon üreticileri için bu, üretim yöntemlerinin yeniden yapılandırılması, temiz enerji kaynaklarının benimsenmesi ve karbon ayak izinin azaltılması anlamına gelmektedir. IPLTech Electric Pvt Ltd., Hindistan'ın ilk tamamen elektrikli kamyonu olan Rhino 5536E ile öncülük eden şirketlerden biridir.
Tedarik Zinciri Optimizasyonu: CBAM, şirketleri tedarik zincirlerini optimize etmeye teşvik edecektir. Bu dağıtım ağlarının yeniden yapılandırılmasını içerecektir. Şirketler, tedarik zincirlerini optimize ederek karbon ayak izlerini azaltabilecek ve CBAM ile ilgili maliyetlerini düşürebilecektir.
Kamyon taşımacılığı, malların kıtalar arası taşınmasından sorumlu olan küresel ticaretin kalbinde yer alır. CBAM ile kamyon üreticileri, üretim yöntemlerini karbon emisyonlarını azaltacak şekilde değerlendirmek ve uyarlamak zorunda kalıyor. Buna, karbon ayak izini azaltmak için tüm lojistik zincirinin yeniden şekillendirilmesi de dahildir.
Mevzuata Uygunluk: CBAM'a tabi bölgelerde faaliyet gösteren lojistik şirketlerinin, operasyonlarının karbon yoğunluğunu göstermek için ek raporlama gerekliliklerine uymaları gerekebilir. Bu gerekliliklere uyum, şirketlerin cezalardan kaçınması ve rekabet güçlerini koruması açısından önemlidir.
AB üyesi olmayan üreticilerin 2023'ten itibaren emisyonlarını raporlamaları gerekmektedir ve CBAM sertifikaları 2026'da tam ölçekli olarak uygulamaya konacaktır. Uyumsuzluğun maliyeti önemli olacaktır ve potansiyel olarak üretim yerleri ve tedarik zincirlerinin maliyet-fayda analizini değiştirebilecektir. Kamyon taşımacılığı endüstrisi, bu maliyetleri, uzun vadeli rekabet avantajı sunabilecek elektrikli kamyonlar gibi daha yeşil teknolojilere geçiş için gereken yatırımlarla karşılaştırmalıdır.
Rekabetçi Baskılar: Lojistik sektöründe faaliyet gösteren şirketler, farklı karbon fiyatlandırma mekanizmalarına tabi olan uluslararası rakiplerle artan rekabetle karşı karşıya kalabilir. Bu durum, benzer karbon fiyatlandırma mekanizmalarının bulunmadığı bölgelerde faaliyet gösteren şirketler için rekabet açısından bir dezavantaj oluşturabilir.
Sonuç olarak CBAM'ın lojistik sektörüne etkisi şu şekilde özetlenebilir: Şirketler, tedarik zincirlerini optimize ederek, karbon açısından daha verimli ulaşım modlarına yatırım yaparak ve CBAM ile ilgili düzenlemelere uyum sağlayarak bu değişikliklere uyum sağlamalıdır. Bu yaklaşım, şirketlerin operasyonları üzerindeki etkiyi azaltabilir ve potansiyel stratejilerin ana hatlarını çizebilir.
Kaynak: F. Erixon, O. Guinea, P. Lamprecht, E. Sisto, R. Zilli, “The Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM) and Its Border Effects: How Can Europe Become a Better Neighbour?” Bertelsmann Stiftung, European Centre for International Political Economy (ECIPE)