Lojistik, ürün ve hizmet üreten süreçlerin tedarik noktasından tüketim noktasına kadar planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi disiplinidir. Bu süreçte; taşıma, depolama, stok yönetimi gibi birçok faaliyet bir arada gerçekleştirilir.
Küresel ticaretin artmasıyla birlikte lojistik faaliyetlerin çevresel etkileri de gündeme gelmiştir. Günümüzde lojistikte çevre dostu bir yaklaşım benimsemek zorunlu hale gelmiştir.
Yeşil tedarik zinciri yönetimi bu zorunluluğu karşılayan yaklaşımlardan biridir ve yeşil tedarikçilerin buradaki rolü çok önemlidir. Yeşil tedarikçiler, üretim ve dağıtım süreçlerinde çevreye karşı sorumlu şirketler olarak öne çıkmaktadır.
Bu tedarikçiler lojistik süreçlerinde çevre dostu ürün ve hizmetler sunmaktadır. Örneğin, enerji tasarruflu araçlar kullanarak, geri dönüştürülebilir ambalajlar tercih ederek veya atık yönetimini iyileştiren yenilikçi ürünler kullanarak karbon emisyonları azaltılabilir. Çevre dostu çözüm sunma gibi adımlar, yeşil tedarikçilerin çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunduğu alanlardan sadece birkaçıdır.
Yeşil tedarik zincirlerine katılım işletmelere rekabet avantajı sağlamaktadır. Tüketiciler ve iş dünyası daha bilinçli hale geldikçe çevre dostu tedarikçilerle ortaklık kurmak bir şirketin marka değerini müşteri sadakatini arttırmaktadır. Birçok ülkedeki çevre düzenlemeleri ve kanunlar nedeniyle işletmelerin sürdürülebilir tedarikçileri seçmesi gerekmektedir. Bu durum yeşil tedarikçilerin stratejik önemini arttığı gerçeğini kanıtlar niteliktedir.
Çevre dostu tedarikçilerle çalışmak lojistik süreçlerde enerji verimliliği de sağlamaktadır. Enerji verimliliği, azaltılmış kaynak kullanımı ve atık yönetimi gibi sürdürülebilirlik tedbirleri, uzun vadede işletmelere büyük maliyet avantajı sağlamaktadır. Örneğin daha az yakıt tüketen araçların kullanılması veya daha dayanıklı ve geri dönüştürülebilir ambalaj malzemelerinin kullanılması işletme maliyetlerinin düşürülmesine yardımcı olacaktır.
Ek olarak, yeşil tedarik zincirlerine geçiş, işletmeler için uzun vadeli bir yatırım olarak değerlendirilebilir. Çevre dostu teknoloji ve süreçlere geçiş başlangıçta pahalı gibi görünse de zamanla bu yatırımlar işletmelere büyük faydalar sağlamaktadır. Örneğin, sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanılması veya düşük emisyonlu ulaşım yöntemlerine yatırım yapılması hem piyasada çevre dostu imajı ile müşteri memnuniyetinin artmasına hem de gelecekteki maliyetlerin azaltılmasına yardımcı olacaktır.